23 Haziran 2008 Pazartesi

Bazıları için bazı şeyler hiç de kolay değil!..




Okunup okunup ibret alınması gereken bir durum gerçekten. Artık her banyoya girdiğimde aklıma geliyor.Allah onlara kolaylık versin diyorum içimden;ve bize de görebilen bir göz,anlayabilen bir kalp...

“BANYODA ÖZGÜR OLMAK”
2002 senesinin Temmuz ayıydı. İki ay önce maalesef annemi ebediyete uğurlamıştım. Bu sebepten günlerimi hüzün ile geçiriyordum. İki ay sonra 17 yaşını doldurup, 18 yaşına girecektim. O güne kadar birçok engelleri aşmıştım. 9 yaşına kadar, kendi ihtiyaçlarım için tamamen aileme muhtaç bir insanken, 8 sene sonra azimle çalışmam ile kendimi tuvalet ihtiyacımı kendi başıma karşılayabilecek bir konuma getirmiştim. Buna artı olarak giysilerimi kendim değiştiriyor, yürüteç ile yürüyor ve istediğim zaman yürütecim ile dışarı çıkıyordum. Şimdi sıra banyo yapamama engelini aşmamdaydı. Ben küçükken beni anneannem yıkardı. Seneler geçip anneannemin yaşı ilerlediğinde bu görevi annem üstüne aldı. Annem rahatsızlandığı için de sırayla ablalarım beni yıkamaya başladı. Fakat tıpkı tuvalet konusunda olduğu gibi banyo konusunda da kendimi aileme yük olmaktan kurtarmanın zamanı gelmişti.
O gün yine evde tek başındaydım. Onun için rahatlıkla kendi başıma yıkanmayı deneyebilirdim. Önce nasıl yıkanabileceğimi düşündüm. Sonra bir plan yaptım. Evet başlıyordum;
Her zaman banyoda rahat ettiğim için koltuklu beyaz sandalyeyle yıkanırdım. Bu yüzden sandalyenin küvetin içine konulması gerekti. Bunu her zaman ailem yapıyordu. Bu sefer o sandalyeyi küvetin içine ailem değil, tabii ki ben koyacaktım. Önce yürütecimle banyonun önüne yürüdüm, sonra yürütecimden dizlerimin üzere indim. Emekleyerek mutfağa gittim. Yaz mevsimi olduğu için doğal olarak yerlerde halı yoktu. Diz kapaklarım ağrıdı. Fakat gülü seven dikenine katlanırdı. Mademki ben artık kendim yıkanmak istiyordum, o zaman bazı sorunlarla başa çıkmam gerekiyordu. Onun için ağrıya aldırış etmeden mutfaktan koltuklu sandalyeyi banyoya kadar sürüklemeye başladım. Bu sürükleme yöntemim şöyleydi. Biraz emekliyor sonra durup arkama dönerek sandalyeyi sürüklüyordum. Böyle yaparak sandalyeyi banyo önüne kadar getirdim. Sonra sandalyeyi kaldırdım ve banyonun içerisine girdirip küvete doğru itekledim. Evet, bu sandalyeyi banyoya getirme işi tamamdı. Sıra banyoya girip, sandalyeyi küvetin içine koymaktaydı. Yürütecimi tutarak dizlerimin üzerinden ayağa kalktım.(detaylı anlatıyorum) elimle banyonun ışık düğmesini açtım. Yürütecimi kaldırarak banyonun yüksek eşiğinden geçirdiğimden sonra banyoya girdim ve kapıyı kapattım. Şimdi önümde sandalye vardı. Onu yürütecimle iterek küvete kadar götürdüm. Artık sıra sandalyeyi küvetin içine koymaya gelmişti ama ondan önce kendimi güvene almalı ve sandalyeyi küvetin içine koyarken dengemi kaybedip düşme olasılığını tümden ortadan kaldırmalıydım. Bunun için de klozete oturmalıydım. O yüzden sağ dönüp geriye giderek lavaboyla klozetin arasındaki boşluğa girdim. İki kapağını kapatıp klozetin üzerine oturdum. Güvenlik işini halletmiştim. Artık rahatlıkla sandalyeyi küvetin içine koyabilirdim. Sandalyeyi kendime çekip sağ yan tarafa yatırarak sol ön ve arka ayakları küvetin içersine girdirdim. Devamında bu kez sol yan tarafa doğru yatırıp sağ ön ve arka ayakları da girdirmeyi başardım. Artık geriye küvetin içersindeki sandalyeye düşmeden oturmak kalmıştı. Onun için yürütecimi tutarak klozetinden kalktım. Hafif sol çapraza doğru yürüdüm. Şimdi sıra geriye gelip sandalyeye oturmamdaydı. Düşmemek için yavaş, yavaş geri gidip küvetin dibine yanaştım. Dikkatlice sağ ayağımı kaldırıp küvetin içersine soktum. Ardından sol ayağımı da soktum. Ve sandalyeye oturup önce sandaletlerimi sonra da giysilerimi çıkardım. Tamam, işte artık ilk banyomu yapmaya hazırdım. Yanmamı önlemek için çeşmede soğuk suyla güneş enerjimizdeki sıcak suyu açıp istediğim sıcak suyu ayarladım ve duşu açtım.
İşte doğduğum günden beri ilk kez kendim banyo yapıyordum. Bu benim için anlatılamayacak kadar özel bir duyguydu. Fakat bu başarıma diğer başarılarım kadar sevinemedim. Çünkü annem artık hayatta değildi. Oysa bu başarımı annemle paylaşmayı ne kadar isterdim. Fakat maalesef artık böyle bir şey mümkün değildi. Fakat kim bilebilir, belki annem o an cennetten kendi kendime yıkanmamı görüyor ve gene mutluluktan gözlerinin içi gülüyordu…

Onur KARADOĞAN
Satranç Sporcusu
(Spastik Özürlü)

Hiç yorum yok:

Arsiv

FEEDJIT Live Traffic Feed

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...