Güzel bir haftasonu

Üçümüzün biraraya gelebildiği nadir günlerden biri.E tabi değerlendirmek lazım.Önce dondurma yiyelim,ama rengi mavi olmalı,her zamanki gibi..


Benim ellerimin hiç bu kadar battığını hatırlamıyorum..Cocukların elleri kirlenmeli..

Sonra da trene binelim,ilk gelen Marburg trenine atlayıp döner yemeğe..Marburg'ta döner yemek farz-ı kifayedir diye fetva vermekten hiç çekinmeyen Yasin için epey kârlı bir gezi oldu bu.

' Gazze için el ele' programından zihnimde kalanlarsa;

--Arap-Türk kardeşliği
--Stadtallendorf'ta bir ilk
--Güzel bir gelir
--Duyarlı insanlar varmış
--Kıyıda köşede duran bir kumbaraya tek kişinin attığı 1500 dolar
--Ses sistemine yenik düşmeyen Orhan Hakalmaz'ın profesyonelliği
--Sarmalar berbattı,içli köfteler harika
--üst resimdeki bizim öğrencilerimizin başarısı..Arapça ilahi söylemek kolay değil..
--Ne kadar çok başörtü modeli türemiş..(Yandan çarklı,5 farklı bone içiçe,arkadan fiyonk,tokayla tutturma,saç örgüsü...)

Artısıyla eksisiyle bir programı daha geride bıraktık..Buradaki Türklerin böyle organizasyonlara ihtiyaçları var.Program sonunda bir teyze,çok önemli bir laf ettiğinin farkında değildi sanırım 'Kızım İslam tek başına yaşanmıyor,Ümmet varsa orada islam var'



Benden kaçmaz,İşte Türk marka çöp tenekeleri..Çalıştığım okuldaki bütün çöplerin markası Türk..Şimdi kötüye mi yorsak,yoksa 4 kardeş baş harflerini vermiş diye hayra mı yorsak...