Zeki ve çevik almanların bir buluşu olan dialogmuseum'daydık bu Salı.Burada bir saat boyunca karanlıklar içinde orman gezisine çıkıyor,karşıdan karşıya geçiyor, şehirde geziyor ve kafede oturup kahve içiyorsun.
Girişte eline bir baston veriyorlar,Bir de grubuna bir görevli eslik ediyor.Biz özellikle Türk rica ettik almanca anlamayan arkadaşlar için.Görevliler de genelde körler arasından seçilmiş.Bizim görevli ; sordugumuz yerli yersiz soruları cevapladı yılmadan mesela bi arkadaş, körler de kendi aralarında dedikodu yapıyorlar mı dedi mesela, düşün artık..
Benim hissettiğim ; görme duyusunu kaybedince insan; seslerden medet bekler gibi, kulağını son gücüne kadar kullanıyor.Kahve sohbetinde görevlinin bize anlattıkları, ses tonu o kadar zihnimde yer etti ki, kör olan insan acısından zor olmayacağını farkettim.Allah'ım hepsine kolaylıklar versin .Mevla gören göz nasip etsin yeter ki!
Aşağıya yükledigim fotoyu kendime ibretlik olarak koyuyorum...Sen Frankfurt'ta çeke çeke bunu çek o gün anısına.otobüse binen tatlı şeker hanımlar:))