Renklerin uyumundan şahane şeyler çıkıyor.Küçük parçaları yanyana dizip istediğin şekli oluşturuyorsun.Üstelik İnternetten şablon indirip dilediğin şekli çıkartabiliyorsun.Ardından ütüleyip saklayabiliyorsun.Bir saatini kurtarır :)
Sona doğru sıkılıp bana bırakmasa..
Bu kızın bu oyunda beni yenmesi..Ama ciddi manâdâ:)
Oyunumuz alttan havalandırmalı disk hokeyi olup kıvraklık ve beceri gerektirmekte.Rakibim Hafsa Selin bu şartları sağlıyorsa bana da oyun sonunda hokeyi koltuk altıma koyup gitmek düşer..
Ezan okunmadan yetişmek lazım hanımlar hadi..
Önce iç ezan okunur yok yok kaçırmadık merak etmeyin..
6 nolu kapıdan iceri giriyoruz kutlu Nebi'nin mescidi'nde vakit namazı kılmaya.Hacılar çeşit çeşit koşuyor kimi sakin kimi hızlı.40 vakit akıllarda , kalplerde.
Yer bakınalım yavaş yavaş..
Şurası mı olsa ,yok diyor polis "tarîk"miş orası.
İşte bir endonezyalı her zamanki gibi yer gösteriyor ,davete icabet edelim. Üstümüzde su buharı fışkırtan pervane daha ne isterim..
Kırmızı seccademi seriyorum,kahve ayakkabım ve tek kulpu kopmuş gazi çantam da önümde:)
Haydi namaza haydi felaha.
Ah Medine gözümde tütersin..
Bir ayı essiz vatanımda , bir ayı da cennetten bir köşe Hicaz'da geçirilen bereket taşan bir yaz..Bir daha rastlanabilecek birşey midir?
"Hacca görevli gider misin?" diye teklif ettikleri gün "Ben kim hacca gitmek kim ?" demiştim.Aradan birkaç gün geçince düşlerim dua niyetine geçivermiş olacak ki, bütün olmaz dediğim kapılar açıldı .
Arafatıyla, minasıyla , tavafıyla , ravzasıyla ,tüm otoriteler, hocalar ,kafile baskanları , grup görevlileri ; bu sene sahane bir hac yaşandığını söyledi.Gerçekten de şahaneydi, olağanüstüydü , üstlerin üstüydü..
Şimdi bana , misafirler geldikçe konu açıldıkça oralardan bahsetmek,genç gitmeli diye tavsiyelerde bulunmak , çalışmak , daha çok caba sarfetmek düştü.Hactan getirdiğim pay budur..
Kızcık kreşten , içinde trafik işaretlerinin bilgisi olan bir dergi getirmiş. Hemen işaretleri kesip boyadık,çubuklara taktık . Artık çok eskimiş kurumaya yüz tutmuş , yenisini alınca bir köşeye kaldırdığımız oyun hamurlarına çubukları geçirdik.
Tabii bu yaptığımız işaretlerde yollar ,arabalar , bisikletler , parklar , evler olan bir şehir gerekiyordu , o da legolardan oluştu.
Abimiz artık büyüdüğü için oyunlarımıza fazla katılmıyor ama o bile hevese geldi ,şehrimizin futbol sahasını da o kurdu.Hatta maç ayarlayıp ,bizi tribünden izletti , tezahürat da yaptırdı.
Dahası bu oyunla tam 3 gün oynadık. 3 gün sonunda ayaklarımıza batan küçük oyuncaklar topluluğu olmaktan kurtulamadı😆
Geçen bir 13 sene, sayılmayacak bi 13 sene değil ki:)
Evlendiğimiz ilk senesinden beridir nasıl yol katetmişiz , nasıl birbirimizi dönüştürmeye çalışmışız ,bunu yaparken ne kadar komikleşmişiz , ne zaman bu işten vazgeçmişiz..
Yemek zevkimizi benzetemedik, dinlediğimiz sarkıları , seyrettiğimiz filmleri , ilgi alanlarımızı ..peki nasıl bu kadar "bir " olabildik biz:)
Taha Bilal'imsiz bir bayram geçiriyoruz,o şu an bir haftalık okul kampında .Biryerlere gidiyoruz ,oturuyoruz , kalkıyoruz hep bir eksiklik.Her zaman çok konuştuğu için ev sessiz, sessizlik de rahatsız edici olabiliyor işte böyle.
Hafsa Selin " Abim giderse rahat rahat oynarım " dedi ama hiç de düşündüğü gibi olmadı , sıkıldı , özledi , hatta kuzeninin verdiği bozuk paraları abisinin kumbarasına atacak kadar..
Şu tip cümleler kurdu: "abimsiz güzel değil , abiyi özledim, Enes'e gidiyoruz ama Taha Bilal'siz güzel değil , abim olsaydı ..vb."
Hiç salatalık almadık , çekirdeklerini yemedik , kanat pişirmedik ,istediğin play station oyununu aldık, bayram harçlıklarını topladık seni bekliyoruz oğlum😆💕
Mübarek ramazan ayının gelmesiyle örümcek ağları bağlamaya yüz tutmuş bilogta da bir ramazan havası esmesin miydi..
Sahurun mahmuru, iftarın zevki , teravihin sarhoşluğu , mukabelenin lezzeti , sadakanın belayı savuşturucu özelliği ...hepsi hepsi bereketli ramazan ayında.Ben bu aya müminin hayatının fragmanı derim. Yüce Allah bu guzellikleri tek ayda pratize edip , kalan 11 ayda uygulamamızı istiyor.Yoksa çoğumuzun yaptığı gibi bir ay ibadette dorukları yaşa , diğer aylar boş viteste rolanti git demek değil.
Teravih var ki nafile namazlarla diğer günlerimizi süslememize örnek. Mukabele var ki , parça parça , tedricen Kur' an' ı okuyup , anlayıp yaşamamıza örnek . Sadaka -ı Fıtr hayat boyu müslüman kardeşimizi düşünmek.Ve oruç tüm azalarla sene boyu temizlik.Benim ramazandan anladığım bu.
Bu sene ramazan süslerimizi kızımla yaptık.Yaparken de oruç hakkında konuştuk.Yalnız kendisi tekke orucu tutmaktan korkuyor , hiç zorlamıyorum;) Oğlum da hafta sonları tutuyor şimdilik.Bütün gün çekirdek ,patlamış mısır , salatalık , leblebi yiyen biri için oruç tutmak büyük nefis terbiyesi olsa gerek :)
Geçtiğimiz haftalarda bir haftalığına tek tabanca Türkiye 'ye geldim.Yolculuklar başlı başına bir güzel , ailemle sohbetler gezmeler ,muhabbetler ayrı güzel..Vatanım Türkiye'ciğim şu aralar biraz hasta ama Allah'ın izniyle sıhhat bulacak:(
Vatancağımız ve insancıkları ( küçültme değil sevimlileştirme :) hakkında tabiiki bu sene de bazı tespitlerim olmadı değil .Mesela
× Sen cam kenarı bilet bulmak için özellikle uğraşırsın ama yine de koridor kişisi önce senin yerine bi kuruluverir.Ya cam kenarı kişisinin farketmeyeceğini düşünür ya da anlayış gösterip birşey demeden sessizce kabullenip usulca yanına eğleşmesini:)
×yok anam yok kimse ben fakirim demesin Türkiye'mde.Çarşı tıklım, ellerde waikiki , madame coco , Englisch home poşetler .Özenip paramı bozdurdum harcayım biraz diye , eşyayı eve getirince 70 metrekarelik evimde koycak yer bulamam diye almadım:)Valiz bile getirmedim gelirken.Aldıklarımı da milimetrik hesaplarla ne kadar yer kapladıgını düşünüp aldım.Insanlar o eşyaları nereye sıkıştırıyor?
× Hâlâ hâlâ hâlâ sıra bekleyemeyen boşluklara sızan bi milletiz.Hatta sağolup varolsunlar biraz orta yaş üstü teyze ve amcalar vip gibi öne geçiveriyorlar ,sen de birşey demeyiveriyorsun.Anlayış göstermek zorundasın.
× Gittiğim evlerde su israfı yapmak zorunda kaldığım bir gerçeklik daha var.Lavabo musluklarının altındaki sıcak soğuk işaretlerini ustalar niye doğru takamıyor diye epey kafa yordum .Cevabımı bulamadım:)Sayelerinde suyu açıp bayağı bi sıcak suyun gelmesini bekledim olmadı , mavi tarafa çevirdim geldi.Hicbir zaman emin olamazsın
Gel gelelim keyifli mutlu huzurlu bol çaylı muhabbetli bir haftayı geride bıraktım.Sabahları anne evinde gerinerek uyanıp ocakta kızaran patatesler ve demlenmiş çayla karşılaşmak ne demek bilir misin bilog? Vallahi Burj el Arab 'a değişmem bu lüksü. Ankara'da ablası olacak insanın sırtın yere gelmez , abi- yenge evinde bulgur pilavı yoğurt ikilisini hangi lezzetle değişirim? Büyük abla muhabbetini ve kahvesini? Yeğen sesini ?
Bir kafede yere yenmeden yere düşüp parçalanan minik kurabiyemsileri:))) Anlarsınız siz beni :),
Ayrıca pazarda kaybolursam beni parçacıların önünden kolayca alabilirsiniz;)
Bizim mutlu doğum aylarının sonuncusunu da geçirmiş olduk.Eşim 40 yaşına girdi girmesine de ne görüntü ne de tavır olarak bu ağız dolduran yaşın hakkını vermiyor.Bunu bir iltifat olarak yazalım :)
Bu seneye bir göz atarsak kısaca şunlar çıkar;
Haftanın üç günü spor yaptı
Tren köşelerinde evde izlenmeyen diziler izledi,
İşyerinde Nerf silah oyunu ile terledi , Vakitsizlik canına yetti ,
Yorgunluk boyu aştı,
Yazın Türkiye'de en uzak mesafe yürüme rekoru kırdı,
Kızdıktan dakikalar sonra pişman oldu,
Yine döner yedi, hep döner yedi,
Eşini Türkiye'ye tek tabanca gönderip mutlu mesut etti,
Seve seve oy verdi,
O üniversite dersleri rafta süs kaldı,
Alman vatandaşlığı hakkı kazandı,
İşyerinde mest giymeyi keşfetti,
Bir kez daha dayı olup gözleri parladı,
Takımdan yana bedbaht oldu..
Yine çok sevdi ve çok sevildi:)
Allah sağlık sıhhat afiyet versin de yaş mühim değildi ,
Ne diyordu uyarlama şiirimde:
" Doğum günün kutlu olsun
Mutlu ol senelerce,
Sana cimbom forma aldım
Olacak üzerine
40 a merdiven dayadın
Sen de artık yaşlandın
Olsun bence sen hala
26 yaşındasın #
#şair burada tanıştığı seneye atıf yapıyor:)
"Ben 5 yaşına girdim artık "diye ortalarda dolanan bi kızım var artık.3 gün kutlamalı balonlar asılmalı, heryer prenseslerle dolmalı..
Dogum gününü kapalı bir parkta kreş arkadaşlarıyla kutlamak fikir olarak güzeldi ama yorucuydu , çocuklar küçük olduğundan toplayıp tuvalete götürme seramonisi yaptık mesela birkaç defa:)
Elsa modelli pasta için arkadaşı feline onu çağırırda bir koşuşu vardı bizim masaya doğru , elimde telefon olmadığı ve çekemediğim için gerçekten üzgünüm.Hafızama kazıdım o ayrı
Klasik olarak dogum günlerinde yazdığım gibi bakalım bu sene neler yapıyoruz:
Herşeyden oyun çıkarabilir, süngerbobun bir kağıttan türlü numaralar göstermesi gibi küçük bir şeyden bile oyun üretir
"R" harflerini çıkarabiliyor artık bir gün içinde kelimelerdeki bütün "r " harfleri geldi sanki.Bir gece artık çıkarayım su harfleri olmuyo böyle deyip karar almış gibi:) Tıpkı kalemi bir gün içinde doğru tutmayı öğrenmesi gibi.Sen kırk kere söyle onun kendi içinde karar vermesi gerekiyor.
Abiyle minecraft oynamak favori tabi.Ama anneyle elişi yapmak ya da bir oyun oynamak hala en zevk aldığı.Gece hikayeleri ve ballı süt , yeni yatağının altındaki okuma çadırında artık çok daha zevkli..
Sporsever biri olarak jimnastiğe başladı bu sene . Kankası Feline'le beraber tabi.Ona Türkçe birkaç kelime öğretiyor.Bize geldiği zaman kıza arabada ilahi dinletiyoruz
Bismillaaah diye bir yer var orası gelince eşlik filan ediyor.:)
İbi , dorrrru ( "r"leri baskın olduğu için ögrendi ya hava atıyo) , harika kanatlar yani trt çocuk dizileri favori. Ara sıra yotube dan da bazı yabancı dilde çizgi
filmlere bakıyor.Karlar kraliçesini çok beğendi hatta sona doğru ağladı sehpanın altına girip:) Evde tek başına 1 ve 2 , bebek firarda gibi hareketli maceralı filmler şu ara gözdesi.Toy Storyler de tabi unutulmazların icinde.
Bu sene caminin ana sınıfı grubuna da başladı.Elif be te derken harfler bitti sayılır .Bazı dualar ve ilahiler de öğrendi gece onları okuyor üzerine üflüyor .Onlar üflenenler çiçekler oluyor.Üzerine çiçekleri serpince hiç korkmadan rahat bir uyku çekebilmesi için.İşe yarıyor;)
Ağlama krizleri ,inatçılıkları cadılıkları tabiiki de hala devam ediyor.Ama karşısına alıp mantıklı açıklamasını yaptığında , onun da aklına yatarsa sorun çıkarmıyor artık.Tek başına bir birey olduğunu , bazı durumlarda onun da fikrine danışmamız gerektiğini, yani adam yerine konulmak istediğini hissettiriyor bize ;) Biz de öyle yapmaya çalışıp geçinip gidiyoruz.Rabbim can sağlığı versin, hayırlı bireyler olarak yetiştirmemizde hepimizin yanında olsun.Çocuk yetiştirmek her geçen sene zorlaşıyor , yardımcımız Rabbimiz olsun..
Trende giderken arkası dönük şekilde gidemeyen bir almanla yer değiştim , dönüşte de dörtlü koltuk arayan üç kişilik yolcuya yerimi verdim . Şimdi yavaş yavaş müslüman olmalarını bekliyorum😃
Oğlum 5 yaşındayken gece biberonla süt içtiği dönemlerde başlamışım blog yazmaya , şimdi 11 yaşında ..Hem hayret , hem de hamd !..
Bu sene doğum günü için bir oyun parkını tercih ettik , hafta sonu da büyükleri çağırdık , o mesele değil de.. büyüyor be .
Kızdığım şeyleri çok ..Başta Playstation olmak üzere elektronik cihazlara aşırı düşkünlüğü tabiiki her anne baba gibi bizi de sinirlendiriyor.Saat kısıtlamaları bu sene de tam gaz..
Yemek yerken hala hatırlatıyoruz ; sofrada yemek yediğini unutan başka çocuk var mıdır acep? Sabahları ; annesine"oğlum diğer çorabını giy " dedirten ? Bu vardır:)
Kalbi temiz oğlumun , bunu seviyorum , hep öyle kalsın.Merhametli , biraz utangaç , genelde gülen ama aynı zamanda da ağlayan..
Yeni okul , yeni arkadaşlar ,okul yolu tren , otobüs.. kuzeniyle artık aynı sınıfta olduğundan alışmak kolay oldu .Dersler yönünden bir problemimiz olmasa da yine de tabiiki arkadan iteklemek gerekiyor
Tavuk, mantı, pizza ,çekirdek , patlamış mısır , salatalık, coğrafya, matematik , dinozor , uzay , futbol , barış manço onunla ilgili kelimelerden birkaçı.Fotoğraf; güneş oğlumun bir kova mısırı tek başına gümlettiğinin resmidir:) Kardeşiyle genelde iyidir , sever , korur , kollar ve en çok da oynar.Bizim kız da onu sever ama.
Ben hep kültürlü olsun isterim , okuyup yazsın , ağzı dualı , alnı secdeli olsun , " Fikrini zikrini ruhunu Allaha emanet ediyorum derim hep..Onun için güzellikler dilerim , ellerini tutsun hiç bırakmasın isterim Rabbimden..
Onunla birşeyler yapmak için cok sebebim var ki ; dilini çıkarıp ellerini oradan oraya götürmesi , gözlerini kırpıştıra kırpıştıra yaptığı şeye dikmesi , aralarda nasıl gittiğini sorup tasdik beklemesi , işi ne zaman bana bırakmak istese kaşlarını bükerek yardım istemesi..
Bi de " yakalamaca, birşeyi saklama ve bulma, o odadan o odaya gidilen misafircilik " gibi hareket beklentisi olmaması. Burdan da zaten direk yaşlandığını anlıyorsun:/
