Bu sene arabayla Türkiye'ye gitme heyecanıyla yazı iple çektik. Vakit gelince arabanın bagajını doldurup yola çıktık.Her durduğumuz yerde piknik yaparız diye düşündüğümüzden yanımıza o kadar çok yiyecek icecek almışız ki , neredeyse dönüşe bile yeterdi.Maalesef giderken tek sefer maceralı yağmurlu bir pikniğimiz olabildi.
Aldığımız seyyar tüp sayesinde yumurta pişirebildik .Yolda yumurta pişirmek hep hayalimizdi çünkü nedense illa yapacaktık.Bir de kahve..
Türkiye' de ilk durak Eskişehir oradan Alanya Gazipaşa'ya geçtik.Otelimiz bir aile oteli gibi küçük ama güzeldi.Eşim otelin yemekleri hakkında konuşurken " ıspanaklı yumurta aldım..o kadar yani " deyip susar.
Yani ben begendim aslında ama bir etçil hoşlanmayabilir.
Çocuklar ve eşim yine ve tekrar ve yine yandılar.Her seferinde yanıklarla uğraşmaya alıştık.Ne yapalım ailecek yanıyoruz Rabbim yakmasın.. Cocukları yanıklar dolayısıyla biraz otel odasında dinlenmeye bırakınca eşimle yakınlardaki yeni dünya mağarasına gittik.Bu da hoş bir gün oldu.
Hazır yanmışız zaten denize giremiyoruz , bu hoşluğu devam ettirelim hep beraber yakınlarda bir gezi yapalım derken Lamos denen yere tosladık.Bu kez piyango vurmadı.O kadar uğraş , benzinin dibini gör, arabayı toz toprak et, kilometrelerce dağ yollarını katet, Lamos kalesi diye gele gele dört kenarı taşla çevrilmiş komik bir alana geldik. Oraya iki de futbol kalesi koymaları acaba hangi muzip fikrin ürünüydü! .Neyse ki Tripadvisor' da sakın gitmeyin diye yorum attım da insanlık kurtuldu!
Alanya'dan Ankara' ya ablacığımın şefkatli kollanrında iki günden sonra Çorum ' a vardık.Yeğenimiz nişanlanıyor oradan Uşak ' a geçtik .Bu arada sürekli yollardayız sürekli acıkıyoruz ve sürekli AVM arıyoruz.Bu sihirli 3 harfi iznimizin her yerinde her vaktinde sarıp sarmaladık ve gayet de hakkını verdik.Gerek kıyafet gerek ayakkabı gerekse yemek alanlarında vaktimizi ve paramızı seve seve verdik.Maksat Türkiye kurtulsundu çünkü Türkiye'nin benim eurolarıma ihtiyacı vardı!
Uşak'ta bir gün kalıp tekrar Çorum'a geldiğimizde oraları gezip alt üst ederken birden " artık dönelim " dedik ve vaktimizden biraz erken yola çıktık.Çünkü ben hacca gidecektim ve pasaportumun yetişmesi konusu problem olabilirdi.Hem de güzel güzel hafta içi gümrüklerde kuyruk olmadan gideriz diye düşündük.Düşündüğümüz gibi de oldu yollar boştu.
Edirne' de bir gece dinlendikten sonra ertesi gün yola çıktık ve güzel sayılabilecek bir yolculuktan sonra eve ulaştık.Güzel sayılabilecek dememdeki sebep yolda bu kez Türkiye' de birazcık şımarttığımız çocuklarımızın arabada huysuzluklar yapması ve benim de artık sabır küplerimin dolmasıydı.Neyse ki eve gelince disiplin altına soktuk!( Burada gülünecek)
Evet eve gelince o ;yaz günü bile olsa soğuk , karanlık , basmışlık ve buhranlık hissini bir hafta anca attım ki hep öyle olur.Türkiye'den gelenlere bir hafta yaklaşılmaz.
Velhasıl şu an evdeyim ve hiç mi hiç gitmemiş gibiyim
(Fotoğrafta , Sırbistan'da mola verdiğimiz bir zamanda Türk dostu bir makedonun hediye ettiği karpuz ve kavun ) ( Yolcuğu yolculuk yapan ufak tatlı detaylar)
1 yorum:
Ne hoş. Güzel anılar oluyordur.
Lakin belki de Türkiye de kalmak en güzeli diye düşünüyorsunuzdur.
Yorum Gönder